Reklamcılığın tarihsel ilerleyişi her zaman görüntüleme ve görüntü düzenleme teknolojileri ile doğrudan paralel olarak ilerlemiştir.
Bugün görüntü teknolojilerinin gelmiş olduğu noktada 3D ve hareket motorlarının doğrudan doğruya belirleyici olduğunu söylemek mümkün. Bu belirlenim yalnızca reklam sektöründe değil neredeyse bütün sektörler açısından belirleyici konumdadır. Bugün savunma sanayinden tutun üretimin olduğu her sektörde 3D ve hareket motor teknolojileri ile karşılaşmaktayız.
Bu kısa girizgahtan sonra kendi konumuza tekrar dönebilirisiz. Adım adım ilerleyelim.
3D Teknolojilerinin Reklam Dünyasındaki Konumu
İddialı bir giriş yapalım. 3D teknolojileri şu anda büyük prodüksiyon ihtiyaçlarını neredeyse tamamen ortadan kaldırmıştır.
Nasıl mı? Avatar gibi filmlerin yapımından bahsetmiyorum. Elbette ki teknolojik ortaklık bakımından incelenebilir. Ancak biz daha basit örnekler üzerinden gidelim. Hatta Türkiye’de hazırlanmış ve yayına girmiş işler üzerinden konuşalım.
Bunu ben yapmadım ama meraklılarının yapabileceğini düşünüyorum. Son 5 yıldır geleneksel medya kanallarından ya da sosyal medya üzerinden yayınlanmış çikolata, gofret, draje, bisküvi reklamlarını inceleyelim. Bunların neredeyse tamamında ya hiç prodüksiyon kullanılmamış, ya da oldukça düşük bütçeli prodüksiyonlar ile 3D animasyonlar bir arada kullanılmıştır.
Bu örneği Türkiye’yi de kapsayacak şekilde dünya ölçeğinde genişletelim der isek;
-Gayrimenkul
-Bilişim tabanlı sektörler
-Gıda
-Otomotiv
-Sağlık
Bu liste saymış olduğumuz sektörlere elbette ki ekler olabilir ancak bahsi geçen sektörler üzerinden konuşacak olursak, çoğunluğu temsil edebilecek oranda 3D teknolojisinden faydalanılmaktadır.
Örneğin; gayrimenkul sektörünün reklam materyallerinin neredeyse tamamı modellere ve animasyonlara dayanmaktadır.
Sağlık sektöründe özellikle sağlık sanayinin hastahaneleri hedef aldığı reklamlarının tamamı operasyonların 3D animasyonlar ile açıklanmasını temel almış durumda.
Otomotiv sektöründe özellikle yük taşımacılığında kullanılan tırların, dorselerin artık fotoğraf çekimleri yerine 3D modellerin export edilmesinden faydalanılıyor.
Bu prodüksiyonel ihtiyaçların tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmemelidir. Ancak gelecekte prodüksiyonel operasyonlara duyulacak olan ihtiyacın azalma eğiliminde olduğunu bariz bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.
3D teknolojilerine dair söyleyeceklerimizi toparlayacak olursak. Şu anda bile birbirinden bağımsız bir çok sektörde reklamcılar 3D teknolojilerini hem daha düşük bütçeli olması hem de operasyon süresini kısaltması bakımından tercih ediyor. Ek olarak dijital ortamda hazırlanmış hiçbir yapıtta doğa kanunları geçerli değildir. Dolayısıyla sınırları belirleyen tek şey sizin hayal gücünüzdür. Gerçek hayatta bir fıstık parçasını 300 metre uzaktan bir çikolata damlası ile çarpıştıramazsınız ancak dijital ortamda bu çok basit.
Animasyon ya da Hareket Motorlarının Reklam Dünyasındaki Konumu
Hareket motorlarını özellikle neden belirtme ihtiyacı duyuyoruz önce bunu konuşalım.
Animasyon reklam dünyasında yeni değil. Art arda yapılmış olan çizimler ile tahmin edebileceğimizden çok daha uzak tarihlerden beri reklamlar yapılmıştır.
Dolayısıyla burada bahsedeceğimiz animasyon teknolojileri doğrudan doğruya hareket motorlarını belirtmekte. Bir patlama, iki cismin çarpışması ya da farklı materyallerin fiziksel temasınının nasıl olacağını belirleyen şey hareket motorlarıdır. Bu alana dair gelişmeleri ilk elden özellikle oyun sektöründe gözlemleyebiliyoruz.
Bu gelişmelerin reklam dünyasına etkilerine gelecek olursak…
Nice reklam ajanslarında nice reklam yazarlarının fikirleri prodüksiyon operasyonunun mali külfetinden dolayı çöpe atıldı kim bilir…
İşte tam bu noktada animasyon teknolojilerinin reklam dünyasına girişini gözlemlemeye başlayacağız.
3D teknolojilerine dair verdiğimiz örneklerin neredeyse hiçbirisi animasyon teknolojilerinden bağımsız değil elbette ancak burada ki gelişmeleri de özellikle işaret etmek istedim.
Sonuç olarak; Gelecek
Saymış olduğumuz teknolojik olanaklar her gün çok hızlı bir şekilde gelişmeye ve daha ulaşılabilir olmaya devam ediyor. Bu bakımdan reklam dünyası bu alanda çok daha fazla iş üretecek gibi gözüküyor.
Bir noktada bugün deep face gibi teknolojiler ile birlikte ünlü yüzlerin yalnızca telif hakkını almak reklam ajanslarına yetecek gibi. Çünkü gün geçtikte bu teknolojiler çok daha gerçekçi olmaya devam ediyor.
Bugün bile kimi fotoğrafların ya da filmlerin gerçek mi yoksa 3D mi olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Gelecekte bu teknolojinin maliyetinin düşmesi reklam sektöründe tamamı ile bir dönüşümü de beraberinde getirecektir.